Abdülaziz Han ya da Sultan Abdülaziz, 31. Osmanlı padişahıdır. Sultan II. Mahmut’un ikinci oğludur. Annesi Pertevniyal Sultan Hanım’dır. 1830 yılında doğmuş, sarayda iyi bir eğitim görerek yetişmiş ve Sultan Abdülmecid’in vefatından sonra 1861 yılında henüz 32 yaşındayken padişah olmuştur.

Sultan Abdülaziz’in padişahlık yaptığı dönemde üzerinde durduğu en önemli mesele ordunun yeniden ve yeni usullere göre yapılandırılmasıdır. Bu amaçla Avrupa’dan aldığı kredilerin çoğunu özellikle donanmanın yenilenmesi için harcamıştır.

Yaşamı

Tahta çıkışı (1861)

Abdülaziz Han, kardeşi Abdülmecid’in ölümü üzerine 25 Haziran 1861 tarihinde Osmanlı tahtına çıkmıştır. Abdülaziz Avrupai adetlerden hoşlanmazdı, bu sebeple kendisine Avrupa taklitçiliği yapmayacağı ve sıkıntılar yaşayan İmparatorluğu kurtaracağı gözüyle bakılıyordu. Karadağ isyanı savaşa dönüşecek bir hal almıştı, Hersek eyaleti de büyük bir karışıklık içindeydi. Avrupa devletleri ise bu karışıklıkları bahane ederek müdahalelerini artırıyor, aracılık teklifinde bulunuyordu. Ayrıca Avrupa Devletleri, Padişahın Tanzimat Fermanı’nı feshedeceği yönünde endişeliydi. Ancak tahta çıktıktan birkaç gün sonra mevcut endişe ve karışıkları ortadan kaldırmak için sadrazama hitaben bir ferman yazdı ve bu ferman Bâbıâli’de törenle okundu. Fermanında Tanzimat’a devam etmek istediğini ve feshetmeyeceğini, bunun da bir göstergesi olarak eski hükümeti aynen iş başında bıraktığını bildiriyor, ırk ve mezhep farkı gözetmeksizin herkesin adli eşitlikten faydalanması gerektiğini söylüyordu. Yazdığı bu fermanla birlikte Batılı Devletlerin Tanzimat konusundaki endişeleri kısmen de olsa ortadan kalkmıştır.

Döneminin en büyük sorunu İmparatorluğun ekonomik yönden sıkıntıları olduğu için hükümetten öncelikle bu konunun ele alınmasını istedi ve kendisi de saray masraflarını azalttı. Tek hanımla yetineceğini, harem kurmayacağını söyledi ve bu yönde sarayda bol maaş alan gereksiz memurları uzaklaştırdı. Sarayda altın, gümüş ve diğer kıymetli eşyaların kullanılmasını yasakladı ve Hassa Hazinesi gelirinin 1/3’ünü devlet hazinesine bırakacağını ilan etti. Siyasi mahkumlar için genel af çıkardı, rüşvet alan memurları cezalandırdı. Bakanlıklarda ve Serasker Kapısı memurlarında azalmaya gitti. Bunların sonucu olarak da devletin mali durumu biraz düzeldi.

Genel olarak dönemi

Tahta kaldığı süre boyunca yurt içinde ve yurt dışında çeşitli temaslarda bulunmuş, sık sık geziler düzenlemiştir. I. Selim’den sonra Mısır’ı ziyaret eden tek Padişah’tır.

Eyaletlerin yanında Avrupaya ziyaretler gerçekleştiren tek padişahtır. 1687 yılında III. Napolyon’un daveti üzerine Paris’te açılan büyük bir sanat galerisine katılmış, sergiden sonra imparator ile temaslarda bulunmuştur. Paris temaslarından sonra İngiltere, Belçika, Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gezilerinden sonra da İstanbul’a dönmüştür. Seyahatlerinde İngiltere kraliçesi Victoria, Belçika kralı II. Leopold, Prusya kralı I. Wilhelm, Avusturya-Macaristan imparatoru François-Josef ve Romanya Prensi I. Karol ile görüşmeler yapmıştır.

Döneminde Batılı Devletler ile iyi ilişkilerin kurulmasına özen göstermiştir. İstanbul Üniversitesi eğitim sistemi, Fransız eğitim sistemi örnek alınarak tekrar düzenlenmiş, ülke genelinde yeni vilayetler oluşturulmuş, Doğu Ekspres’in bir durağı olan Sirkeci Garı’nın temelleri bu dönemde atılmıştır.  Bunların dışında;

  • 1863 yılında Bank-ı Osman-ı Şahane açılmış, ilk kez posta pulu basılmıştır.
  • 1864 yılında Osmanlı Donanmasına ilk zırhlı savaş gemisi katılmış, Vilayet Nizamnamesi ile yeni idari yapılar ve vilayet meclisleri oluşturulmuştur.
  • 1865 yılında Sanayi Okulu açılmıştır.
  • 1868 yılında Darülfünun(İstanbul Üniversitesi) ve Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) açılmış, Divan-ı Ahkâm-ı Adliye (Yargıtay) ve Şura-yı Devlet (Danıştay) kurulmuştur.
  • 1869 yılında Mecelle (Medeni Hukuk) yayınlanmıştır.
  • 1870 yılında Darülmuallimat (Kız Öğretmen Okulu) açılmıştır.
  • 1871 yılında Belediyeye bağlı ilk modern itfaiye teşkilatı kurulmuştur.
  • 1873 yılında Darüşşafaka açılmıştır.
  • 1874 yılında Mekteb-i Maadin (Maden Mektebi) açılmıştır.

Abdülaziz Han Dönemindeki Önemli Olaylar

Tahta olduğu süre içindeki en önemli olay Rusya ve Avrupa devletlerinin kışkırttığı Balkan İsyanlarıdır. Bu isyanlardan 1861-64 yılları arasındaki Karadağ İsyanı, İkinci Karadağ Harekatı ile bastırılmış ancak sorun büyümeye devam etmiştir.

1861-66 yılları arasında ortaya çıkan n Eflak-Boğdan olayları Birleşik Romanya’nın doğuşu ve bağımsızlık mücadelesini hızlandırmıştır.

1862-67 yılları arasındaki Sırbistan olayları Türk askerlerinin Sırbistan’daki kalelerden çekilmesiyle sonuçlanmıştır.

1866-68 arasındaki Girit Ayaklanması, Sadrazam Mehmet Emin Ali Paşa’nın hazırladığı Girit Nizamnamesi ile çözülmeye çalışılmış ancak başarılı olunamamıştır. Hidivlikle yönetilen Mısır’ın özerklik haklarının genişletilmesi bu eyaletin 1882’de kesin olarak kaybına yol açan Mısır’ın borç sorununun ortaya çıkmasına başlangıç teşkil etmiştir.

Abdülaziz’in hükümdarlığının son yılları ise 1875-76 yılındaki Hersek İsyanı ile 1867’de başlayan ve 1876’da iyice yayılan Bulgar İsyanları ile mücadele ederek geçti.

Son olarak Sultan Abdülaziz 30 Mayıs 1876 Darbesi ile tahtan indirilmiş, 4 Haziran 1876 tarihinde 46 yaşındayken öldürülmüştür.


Kaynak ve İleri Okuma;