Yörünge kelimesi duyulduğunda akla gezegenlerin güneş etrafıdna dönerken izlediği yol anlamı akla gelsede, farklı bilimler için farklı şeyler kastedilebilmektedir. Aşağıda farklı bilimler için kullanılan anlamlar listelenmiştir;
- Bir gökcisminin çekim etkisiyle kendisinden daha büyük bir gökcisminin çevresinde uzayda çizdiği yol. (Bir yörünge kendi öğe’leriyle tanımlanır.)
- Belirli bir noktaya göre hareket halindeki bir noktanın çizdiği eğri; mahrek.
- Yörüngesine oturmak (oturtmak), sözkonusu yapma bir uyduysa, istenilefı yörüngede hareket etmek (etmesi sağlanmak), bir işse, amaçlanan yönde gelişmek, yoluna girmek (yoluna koymak).
Astronomi. Yörünge alanı, bir aspektin etkinliğini sürdürdüğü bölge. (Mantıksal olarak, bir yörüngenin büyüklüğü, aspekti meydana getiren etkenlerin yaklaşma hızlarıyla orantılı olarak hesaplanmalıdır, yeni açısal uzaklık olarak değil de zaman olarak ölçülmelidir.)
Atom. fiz. Atomun her elektronuna ayrı bir yol çizen Bohr gezegen modelinden miras kalan eski bir terminolojiye göre bir atom elektronunun enerji düzeylerinden her biri.
Ceb. Üzerinde bir G grubu oluşturulan bir E kümesinin bir x elemanının yörüngesi, E üzerinde “gx = y olan ge G varsa xdty dir’1 ile tanımlanmış eşdeğerlik bağıntısı (R olmak üzere modülo at eşdeğerlik sınıfı.)
Fiz. Yörünge momenti; hareket halindeki bir parçacığın hareket miktarının momenti. (Kuvantum kuramında, yörünge momenti bir vektörel işleyendir; modülünün karesinin öz değerleri ile herhangi bir eksen boyunca yer alan bileşeninin değerleri kuvantalanmıştır. Yörünge momentini işleyeni, bir kuvantal sistem üzerinde gerçekleştirilen dolanımların gösteriminde önemli bir rol oynar.)
Fiz. ve Kim. Atom ya da molekül yörünge kuşağı, bir atomdaki bir elektronun, bir moleküldeki bağ elektronlarının uzaysal dağılımı. (Kuvantum kuramında, elektronun dalga fonksiyonu modülünün karesi, yeralma olasılığı sıklığını gösterdiği ölçüde, “yörünge” sözcüğü, genellikle “dalga fonksiyonu”nun eşanlamlısı olarak anlaşılır. Yörüngeleri atom elektronlarına atamanın olanaksızlığı bilindiğinden, Bohr gezegen modeline özgü yörünge kavramının yerini yörünge kuşağı kavramı almıştır.)
Geom. Bir işaretle donatılı bir afin uzayda parametrelenmiş bir yayın görüntüsü. (Parametre, kinematikteki gibi zaman olduğunda özellikle bu sözcük kullanılır.)
Gökbil. ve Uz. havc.
- Yörünge çizmek; bir gökcisiminden ya da bir uydudan söz ederken, bir başka gökcisiminin çevresinde dolanmak.
- Yörüngede; yer eksenli bir uydudan söz ederken, belirtilen yerde bulunma.
- Yörüngeden çıkma; yapay bir uydunun, bir gökcismi çevresindeki kararlı bir yörüngeden ayrılarak, bu gökcisiminin atmosferindeki bir yörüngeye geçmesi. (Bir uydu, yükseltisi yetersiz hale gelince, insan müdahalesi olmaksızın yörüngeden çıkabilir. Ama, ayrıca, yararsız hale gelen bir uydu imha edilmek ya da yere indirilmek amacıyla da yörüngeden çıkarılabilir)
- Yörüngeye girme; yereksenli bir uydunun, önceden saptanmış bir konuma gelebilmesi için yaptığı manevraların tümü.
- Yörüngeye oturtma; bir uzay aracını ya da bir uyduyu bir yörüngeye yerleştirmeyi sağlayan işlemlerin tümü.
Kaynak: Büyük Larousse