Mühendis ya da mühendislik, insanların ihtiyaçlarına bağlı olarak yol, köprü, bina gibi bayındırlık; beslenme gibi gıda; fizik, kimya, biyoloji, elektrik, elektronik gibi fen; otomobil, motor, iş makineleri gibi teknik ve sosyal alanlarda uzmanlaşmış kimselerdir.
Mühendis kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir ve kökeninde “hendese (şekil bilgisi yani geometri)” kelimesi bulunmaktadır. Kelimenin kökeni düşünüldüğünde burada Türkçe anlamı, geometrici, geometri ile uğraşan ya da daha öz bir Türkçe ile şekil bilgici, günümüzde en çok kullanılan terimlerden olan tasarımcı ve dolayısıyla uğraştığı işin tasarımını yapan kişi anlamı çıkarılabilir.
Tarihçe
Eski çağlardan buyana, geri kalmış veya gelişmekte olan ülke ve medeniyetlerin göz bebeği meslekleri arasındadır. İlk mühendisler medeniyetin gelişmekte olduğu topluluklarda her türlü hizmeti getiren kişiler olduğundan bu işleri yapan kimselere Arapça; “mühendis-medeni”, İngilizcede de yine buna benzer bir anlam ifade eden “civil engineer” adı verilmiştir.
Bir toplumun gelişmişliğinin bir ölçütü olarak kabul edilen medeniyet olgusunun öğeler olan; bina, yol, köprü, toplantı yerleri, su temin, tiyatro alanları, arena, cami, kemer ve kaleler gibi yapı ve hizmetlerin görülmesi, bu işleri yapan kişilerin çalışları ve görüşleri ortaya çıkmıştır. Toplumun yararına olan ve refahını yükseltmeye vasıta olacak işlerin yürütülmesi görevini yüklenen kişilerin bulunması, bunların denenmiş ve uygulamaya yönelik yöntemlerin geliştirilmesi gereklidir. Mühendisler de bu şekilde donanmış kişilerdir.
Bu mesleği icra eden kişiler, uygulamalar yapmak için düşünerek, kafa yorarak, yaz-boz yaklaşımları ile kolay olan bazı yaklaşımları geliştirir ve böylece hizmetlerini sürdürür. Geçmişte bu işleri yapan kişi sayısının azlığı, yapıtlarını ezbere dayalı bir eğitimden almamış olmaları ve sorunlara pratik çözümler getirmek için uğraş vermeleri onları; zekâ, beceri, yetenek ve zamanla biriken tecrübelerinin ışığında, düşünce, üretim usul, cihaz, yöntem, işlem ve uygulamaları geliştirmelerine sebep olmuştur.-
Günümüzde mühendislik bilgileri örgün eğitim şeklinde ik yıllık ara eleman yetiştirme kurumlarında veya dört yıllık üniversite eğitiminde şekillenerek neredeyse donuk, taklitçi, tekrarcı ve ezberci bir biçimde varlığını sürdürmektedir. En eski meslekler arasında bulunmasına ve birçok modern eğitim dallarının gelişmiş olmasına karşılık bugün bile mühendislik eğitimi birçok ülkede önemini fazla yitirmemiştir.
Mühendislik eğitimi veren kuruluşlarda bilgi üretkenliğinden ziyade gereğinden fazla pratik yöntem; usul, formül, algoritma ezberletilmesi ve günümüzde ise hazır bilgisayar yazılımları ile birçok işin üstesinden, elektronik ortamda gelinmesi, mühendisliği sanki bir rutin işlemler silsilesi ve robotikleşme haline dönüştürmüştür. Bu durumun doğal sonucu olarak bir ülkede kafası çalışan kişiler, bu mesleğe girerek ve bu yolda ilerleyerek zihinlere kalıpların geçirilmesi ile belki de düşünce süreçlerine donuk sınırlar çizmiş olmaktadır.
Kaynak ve ileri okuma için;