Kloroplastın yapısı

Kloroplast kelimesi, Yunanca kökenli bir terimdir. “Kloro-” ön eki, “yeşil” anlamına gelirken, “plast” kelimesi “şekil vermek” anlamına gelir. Birleşik olarak “kloroplast”, “yeşil yapı” veya “yeşil şekil” anlamına gelir.

Kelimenin anlamından da anlaşılabileceği üzere kloroplastlar, bitki hücrelerinde ve bazı protistlerde bulunan yeşil renkteki pigmentlerle dolu organellerdir. Kloroplastlar, özellikle klorofil adı verilen yeşil pigment içeren tilakoit adı verilen zar yapılı yapıları içerir. Yapısındaki klorofil, güneş ışığını emerek ve fotosentez reaksiyonlarında kimyasal enerjiye dönüştürerek bitkilerin besin sentezinde önemli bir rol oynar. Bu nedenle, kloroplastlar yeşil renkleriyle özdeşleşir ve bitkilerin temel enerji kaynağı olan fotosentezi gerçekleştiren organeller olarak bilinirler.

Fotosentez, bitkilerin ve bazı tek hücreli organizmaların güneş ışığını, karbondioksit ve suyu kullanarak organik madde (genellikle glukoz) ve oksijen üretmesidir.

Kloroplastın Özellikleri

Kloroplastlar, bitki hücrelerinde ve bazı protistlerde bulunan ve fotosentez yoluyla güneş enerjisini kullanarak organik bileşiklerin sentezlendiği organelledir. Kloroplastların önemli özellikleri şunlardır:

  1. Yeşil Renkli Pigmentler: Kloroplastlar, klorofil adı verilen yeşil renkli pigmentler içerir. Klorofil, güneş ışığını emerek ve kimyasal enerjiye dönüştürerek fotosentez reaksiyonlarını gerçekleştirir. Bu pigmentler, bitkilerin yapraklarına ve diğer yeşil kısımlarına rengini verir.
  2. Fotosentez: Kloroplastlar, fotosentez olarak bilinen önemli bir biyokimyasal süreçte görev alır. Fotosentez, bitkilerin ve bazı protistlerin güneş ışığını, karbondioksit ve suyu kullanarak organik madde (genellikle glukoz) ve oksijen üretmesi anlamına gelir. Bu reaksiyonlar, bitkilerin yaşamını sürdürebilmesi ve enerji ihtiyacını karşılayabilmesi için kritik öneme sahiptir.
  3. Çift Zar Yapısı: Kloroplastlar, çift zarlı bir yapıya sahiptir. Dış zar, kloroplastın sınırlarını oluştururken, iç zar fotosentezin gerçekleştiği yerdir. İç zar, tilakoitlerin oluşturduğu disk şeklindeki yapıları içerir.
  4. Tilakoitler: Tilakoitler, düz, disk şeklindeki keseler halinde düzenlenmiş zarlı yapılarıdır ve kloroplastın içinde yer alır. Tilakoitler, klorofil pigmentlerini içeren fotosistem I ve fotosistem II olarak adlandırılan pigment komplekslerini içerir. Bu yapılar, güneş enerjisini yakalar ve fotosentez reaksiyonları için gerekli olan enerjiyi üretir.
  5. Kloroplast DNA’sı: Kloroplastlar, kendi DNA’sını içerir ve kendi kendine çoğalma yeteneğine sahiptir. Bu özellik, kloroplastların evrimsel olarak bakterilerden türemiş olabileceğini düşündürmektedir. Bu durum, kloroplastların bitki hücrelerine bir endosimbiyotik olayla dahil olduğu hipotezini destekler.
  6. Protein Sentezi: Kloroplastlar, ribozom adı verilen organellelere sahiptir ve protein sentezini gerçekleştirebilirler. Kendi DNA’larından gelen genetik bilgiyi kullanarak bazı proteinleri sentezlerler, ancak bazı proteinlerin sentezi için hücrenin çekirdeğinde bulunan ribozomları kullanırlar.

Kloroplastlar, bitkilerin ve bazı protistlerin hayatta kalması ve büyümesi için hayati öneme sahip olan temel organellelerdir. Fotosentez sayesinde, bitkiler güneş enerjisini kullanarak besin üretebilir ve atmosferdeki karbondioksiti emerek oksijen üretebilirler. Bu nedenle, kloroplastlar dünya ekosistemindeki enerji döngüsü ve canlıların yaşamını sürdürebilmesi için son derece önemlidir.


Konuyla ilgili;

Wikipedia’da Kloroplast;