Sembolizm ya da simgecilik, 19. yüzyılın ikinci yarısında parnasizme tepki olarak doğan bir şiir akımıdır. Parnalistler tarafından yazılan eserlerde insanların duygularına yer verilmezken sembolistler bunun aksine duygusallığa ve insanın iç dünyasına yönelmişlerdir. Bu akımla birlikte artık fizyolojiden psikolojiye; gözlem ve deneyden duygu ve bilinçaltına; nesnellikten öznelliğe doru bir yönelme görülür. Sembolistler, sembollerle dış çevrenin insan üzerindeki etkilerini anlatmışlardır.

Sembolizm Akımının Başlıca Özellikleri

  • Dış dünya olduğu gibi değil, hissedildiği, algılandığı gibi yansıtılır. Sembolistlere göre duygular bize dış dünyayı olduğu gibi değil, onu değiştirerek bize ulaştırdığından şiirin gerçeği değil gerçeğin bıraktığı etkiyi anlatması gerektiğini savunmuşlardır.
  • Sembolistler duygu, hayal ve öznellik açısından romantiklerle benzerlik taşırlar ancak kendilerinden önceki bütün şiir anlayışlarına karşı çıkmışlardır.
  • Sembolistler, şiirde anlamın kapalı ve belirsiz olmasını önemsemişlerdir. Şiir dili oldukça ağırdır. Her okurun şiiri kendine özgü bir biçimde yorumlanabilmesini sağlamışlardır.
  • Mecaz ve sembollerle dolu kapalı anlatım esastır. Çağrışım ve sanatsal ifadelere çokça başvurulmuştur.
  • Sembolistler, şiirlerinde gerçeklerden uzaklaşarak hayale sığınmışlar, çirkin olanı hayal ile güzelleştirmeye çalışmışlardır.
  • Sembolistler düşünceleri dile getirmek için yeni sözcükler türetmişlerdir.
  • “Sanat, sanat içindir.” anlayışıyla şiir yazmışlar, toplumsal ve siyasal meselelerden uzak durmuşlardır.
  • Serbest müstezat başta olmak üzere serbest nazım biçimlerine yönelmişler, ölçü ve uyak gibi biçimle ilgili unsurları yok saymışlardır.

Dünya Edebiyatında Sembolizm ve Temsilcileri

“Kötülük Çiçekleri” eseriyle Charles Baudelarire, sembolizmin öncüsü ve kurucusu olarak kabul edilir. Stephane Mallarme sembolizmin ilkelerini oluşturan; Jean Moreas sembolizmin bildirgesini yayınlayan kişidir.

20. yüzyıl dünya edebiyatı üzerinde önemli etkileri olan sembolizmin temsilcileri arasında Arthur Rimbaud, Paul Verlaine, Edgar Allen Poe, Paul Valey bulunur.

Türk Edebiyatında Sembolizm Temsilcileri

Serveti Fünûn şiiriyle edebiyatımıza giren sembolizmin ilk uygulayıcısı Cenap Şahabettin’dir. Bazı şiirlerinde sembolist unsurlara rastlanır.

Edebiyatımızdaki diğer sembolist şairlerden biri Ahmet Haşim’dir. Haşim, “Piyâle” adlı eserinin ön sözünde “Şairin dili, düzyazı gibi anlaşılmak için değil ama duyulmak üzere oluşmuş müzik ile söz arasında, sözden çok müziğe yakın, ortalama bir dildir.” ifadeleriyle şiir hakkındaki görüşlerini belirtmiştir.

Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Muhip Dranas, Cahit Sıtkı Tarancı’da eserlerinde sembolizm izleri rastlanabilen yazarlarımızdır.

Sembolist Şiir Örneği

Gök öyle mavi, öyle durgun,
Damlar üzerinde!
Yeşil bir dal sallana dursun,
Damlar üzerinde!

Ürpertip gökyüzünü birden,
Bir çan tın tın eder.
Bir kuştur şu ağaçta öten;
Türküsünü söyler.

İşte hayat! aç gözünü gör;
Bak ne kadar sade.
Her günkü sâkin gürültüdür,
Şehirden gelmekte.

Ey sen ki durmadan ağlarsın,
Döversin dizini;
Gel söyle bakalım ne yaptın,
N’ettin gençliğini?
Paul VERLAINE (Çeviren: Cahit Sıtkı Tarancı)


Ayrıca bakın;

Kaynak;