Felsefi düşünce insanla, insanın yaşamıyla ilgili problemlere karşı ilginin ve soruların sorulması, gelişmesiyle başlayan düşünce türüdür.

İnsan, yeryüzüne adım attığı andan itibaren evrensel bazı soruların cevaplarını merak etti ve cevaplar bulundukça bulunan cevaplar yeni sorular doğurdu.

Bu sorulardan bazıları;

  • Doğada var olan her şey nereden ve neden gelmiştir?
  • Evren nedir, nasıl ve neden oluşmuştur?
  • İnsan, evren ve yaratıklar neden var oldu? Var olmalarının amacı nedir?

gibi sorulardır.

Felsefi düşünce maddi refah, farklı fikirlerin zenginliği, kültür alışverişi, özgür düşünce ortamı, çıkar gözetmeksizin bilme ve anlama isteğinden doğmuştur. Doğadaki tüm olaylar ile bir düzen içinde olduğumuzu gören insanlar, bu düzenin arkasında bir nedenin olması gerektiğini düşünmüştür. En başta evren, doğa ve kendisi hakkındaki bu soruların karşılığını dini ve mitolojik olarak vermiş; evrende olup biten her şeyi hayal gücüne bağlı olarak bunların gerisinde pek çok doğaüstü ve insanüstü varlık olduğuna inanarak anlamlandırma yolunu seçmiştir(Antik Mısır ve Antik Yunanda bir çok tanrıya inanılması bunun örneğidir.).

Zaman içinde bu dini ve mitolojik açıklamalardan tatmin olamayan ve şüphe duymaya başlayan insanlar, yapılan açıklamaları sorgulamaya başlamıştır. Tam bu noktada felsefe var olan her şeyin nedenini merak eden ve bunları anlamak isteyen insanın her türlü bilgiye şüpheci ve eleştirel yaklaşarak süzmek çabasından doğmuştur. Felsefenin M.Ö 6. yüzyılda İyonya’da, Antik Yunan’da doğduğu kabul edilir.


Ayrıca Bakın;