Ünlü Yunan tarihçisi Herodotos’a göre “Mısır Nil’in armadağınıdır”. Nil Orta Afrika’nın dağlarında doğar ve 6671 km yol alarak Akdeniz’e dökülür. Nehril son 930 kilometresi Mısır’da bulunur. Mısır ya da Nil Vadisi, delta ve etrafındaki birkaç sahadan oluşur. Nil Vadisi; kuzeyinde deniz, güneyinde ise balta girmemiş ormanlar, bataklık bölgeler; doğu ve batısında ise çöller tarafından korunduğundan izole ve emniyetli bir bölgedir.

Eski Mısır Uygarlıkları

Erken Hanedan Dönemi (M.Ö 3100-2700)

Önceleri Mısır, Kuzey deltada Aşağı Mısır, güneyde ise Yukarı Mısır olarak iki bölgeye ayrılıyordu. M.Ö. 3100’lü yıllarda Yukarı Mısır kralı Menes, delta bölgesini fethederek Mısır’ı birleştirmiş ve egemenliği aldına almıştır. Bu dönem Mısır’ın tek bir hükümdar idaresinde birleştiği ve Mısır’ın dünya sahnesine ilk defa tek bir devlet olarak çıktığı dönemdir. Fetihle birlikte başkent Abydos’tan Memphis’e taşınmıştır. Mısır medeniyeti, özellikle sanat, mimari ve dini pek çok yönden bu dönemde şekillenmiştir.

Otonom köyke bu dönemde birleşmiş, hükümdar bu dönemde ülkeyi bölgelere ayrırak bunralara kraliyet valileri tayin etmiştir. İlk hiyeroglifler bu dönemden biraz önce ortaya çıkmış ancak asıl şeklini yine bu dönemde almaya başlamıştır.

Eski Krallık Dönemi (M.Ö 2700-2190)

Piramitler çağı olarak da bilinen bu dönemde merkez teşkilat çok güçlüdür. Hatta V. Hanedan döneminde hükümdarlar Ra’nın (Tanrı) çocukları olarak takdim edilmiştir. Delta’nın güney ucunda yer alan Memphis, Eski Krallık Döneminde başkentlik yapmıştır.

  • İlk Piramit, 3. Hanedan Dönemi’nde İmhotep tarafından 3. Hanedan kralı Djoser için inşa edilen basamaklı piramittir.
  • 4. Hanedan Dönemi’nde Khufu, Khafra ve Menkaure tarafından Giza’da inşa edilen devasa piramitler hâlâ ayaktadırlar.
  • 5. Hanedan Dönemi’nde taşra teşkilatı yöneticilerinin ve rahiplerin güçlenmesiyle merkezi yönetim zayıflamaya başlamıştır.
  • 6. Hanedan Dönemi’nde ise Eski Krallık dönemi bitmiş ve Birinci Ara Dönem başlamıştır.

Orta Krallık Dönemi (M.Ö 2000-1630)

Eski Krallığın çöküşünden sonra Mısır, tarihçiler tarafından Birinci Ara Dönem olarak adlandırılan dağılma ve kargaşa dönemine girmiştir. Bu dönemin ardından M.Ö. 2000 civarında Mısır tekrar birleştirildi ve Orta  Krallık Dönemi başladı. Teb şehri bu dönemin Mısır başkendi olarak bilinir. Bu dönemde firavunların gücü bir önceki döneme göre azaldı ve öldüklerinde görkemli anıtsal mezarlara değil kayaya oyulmuş mezarlara gömülmeye başlandı.

Mısır, yine Mısır kaynaklarına göre Hyksos olarak adlandırılan ve Doğu Akdeniz’den gelen gruplar tarafından M.Ö. 1950 yılında istilaya uğradı. Hyksoslar verimli delta bölgesini ele geçirdi ve başkenti Avaris olan bir krallık kurdu.

Yeni Krallık Dönemi(M.Ö 1550-1070)

18. Hanedanın kurcusu I.Ahmosis, ddaha önce deltayo fethederek buralara yerleşen Hyksosları yenerek delta bölgesini tekrar fethetti ve Mısır’ı tekrar birleştirdi. Bu olayla birlikte Yeni Krallık dönemi olarak adlandırılan dönem başladı. Dönem aynı zamanda Mısır Uygarlığı’nun en geniş sınırlarına (Sudan’dan Filistin’e) ulaştığı en ihtişamlı dönemidir.

Bu hanedanın üyelerinden kadın firavun Haçepsut, güneyde ki Punt ülkesine; I. Thutmosis ise Filistin’e başarılı seferler düzenlemişlerdir. Aynı hanedanun başka bir üyesi, IV. Amenhotep, Mısır’ın geleneksel dinini dışlayarak tek tanrılı (güneş tanrısı Aten) bir din tesis etmeye çalışmıştır. Bu bağlamda başkenti Teb’den yeni kurduğu Akhetaten’e taşımış ve kendi adını da Akhenaten olarak değiştirmiş ancak ölümünden sonra ardılları tekrar geleneksel dine dönmüş, Akhenaten’i lanetleyerek adını her yerden silmeye çalışmışlardır. Ardılı Tutankhamun genç yaşta ölmüş ancak mezarı yağmalanmadan günümüze ulaşan tek firavun olup bu sebeple dönemin en fazla tanınan firavunlarındandır.

  • 19. Hanedan Dönemi’nde Mısır’ın ihtişamı devam etti. Hanedanın en bilinen üyesi, Hitit Kralı II. Muvatalli ile Kadeş’te savaşan II. Ramses’tir.
  • Kadeş Antlaşması tarihte bilinen ilk yazılı antlaşmadır. Savaşın sonucu tam olarak bilinmez çünkü iki taraf da kendisini galip ilan etmiştir.
  • Bronz Çağı’nın sonlarına doğru, M.Ö. 1200 civarında Akdeniz’de yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasi krizlerin sonucunda Mikenler, Hititler, Doğu Akdeniz şehir devletleri ve Mısır zayıflamıştır.
  • Bu karışıklıklar yüzünden yerlerini terk ederek Anadolu ve Doğu Akdeniz’i istila eden ve Mısırlıların “Deniz Kavimleri” olarak adlandırdıkları halklar, Hititleri yıkmış, Ugarit başta olmak üzere Doğu Akdeniz’deki devletleri yağmalamış ve Mısır önlerine kadar gelmişlerdir.
  • Yine de Mısır Doğu Akdeniz’deki bu karmaşadan olumsuz etkilendiğinden Yeni Krallık Çağı sona ermiş ve 3. Ara Dönem başlamıştır.

Genel Olarak Mısır Kültür ve Uygarlığı

Mısır, Eski Krallık Dönemi kralları piramitlerle, Yeni Krallık Çağı firavunları Teb’in karşı kıyılarında yer alan Krallar Vadisi’nde yer altına oyulan oda mezarlara gömüşmüşlerdir. Mısır’da mumyalama genelde hükümdar ve soylu kişilere özel bir uygulamadır ve mumyalama sırasında tüm iç organlar çıkarılıp ayrı ayrı kaplara konulurken kalp vücutta bırakılırdı.

Dil ve kültür bakımından dünyadaki en köklü uygarlıklar arasındadır. Sudan, Libya, Ege-Yunan, Mezopotamya ve Anadolu ile kurduğu ticari ve kültürel ilişkiler ile hızla gelişen Mısır’da matematik, edebiyat, astronomi çağını aşan şekilde ilerleme göstermiştir. Amarna kazılarında bulunan bir Mısır arşivinde bulunan 80 bin kadar tabletin büyük çoğunluğunun Hititçe olması, eski Mısır’ın Anadolu ile ne kadar yoğun bir ilişki içinde olduğunu gösterdiği gibi yazılı kültürün, diplomatik ilişkilerin ne denli ileri gittiğini göstermesi bakımından da önemlidir. Aynı şekilde Hitit başkenti Hattuşa’da yapılan kazılarda da Mısır tabletleri bulunmuştur. Matematikte de ileri giden Mısırlılar bugün bile hâlâ gizemini koruyan devasa yapılar yapmışlardır.


Kaynak ve ileri okuma için;

  • Uygarlıklar Tarihi Sosyoloji Lisans Programı – Yrd. Doç. Dr. Halil Ersin Avcı İSTANBUL