Hümanizm, 14. yüzyılda İtalya’da doğan, insanı merkeze alan, insanı tek ve en yüce değer olarak gören insan-merkezcilik anlayışıdır. Bu anlayışta her şeyin merkezinde insan olduğu için insan sevgisi önemlidir.

Hümanizmin ortaya çıkışıyla birlikte çağdaş insanın yeniden anlamlandırmaya başladığı dünya görüşü ve yaşamı anlamlı hale gelir. Otoriter düşünceye karşı insanı özgürleştirmeye esas alır. Hümanizm için bireysellik ön plandadır, önemli olan bireydir.

Ortaçağda edebiyat ve sanat, “Skolastik Düşünce” olarak adlandırılan, belirli kurallar ve dinsel ölçütlere göre şekilleniyordu. Skolastik düşünce bu dönemde kiliseye ve toplumsal hayatın her alanına hakimdi. Bu sebeple toplumsal yaşamda, edebiyat ve sanatta inanılmaz bir baskı söz konusuydu.

Rönesans ile birlikte bu anlayış yavaş yavaş terk edilerek Tanrı-Merkezcilik geri plana itilmeye başlanmış ve hümanizm bu zihniyete karşı tepki olarak ortaya çıkmıştır.

Hümanist anlayış, Türk Edebiyatında Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte etkili olmaya başlamıştır.

Hümanizm Anlayışının Genel Özellikleri

  • Hümanizm anlayışı özellikle 14-17. yüzyıllar arasında etkili olmuştur.
  • Bu görüşü savunanlara göre sanat ve edebiyatın asıl uğraş alanı insandır.
  • Doğuş yeri İtalya olarak kabul edilir. Buradan başlayarak İspanya, Fransa, İngiltere başta olmak üzere bir çok ülkede hümanizmin temeli atılmıştır.
  • Hümanistler eski Yunan ve Latin sanat, edebiyat ve felsefesini inceleyerek örnek almışlardır.
  • Otorite ve aşırı şüpheciliği reddederek kaderin olaylar üzerindeki etkisini kabul etmez.
  • Hümanist düşünce ile birlikte akıl, kilisenin tutsaklığından kurtulmuştur.
  • Hümanistler içinde yaşadıkları topluma, yerel ve ulusal değerlere sırt çevirerek evrenselliğe yönelmişlerdir.
  • Sanat, doğanın bir taklidi olarak kabul edilmiştir. Bu sebeple taklit ve yansıtma önemlidir.
  • Amacı insanı mükemmel bir varlık haline getirmektir.
  • Bu görüşü savunan sanatkârların çoğunluğu askerler ve asilzadelerdir.

Hümanizmin Önemli Temsilcileri

  • Dante Alighieri (1265-1321) : İtalyan edebiyatının kurucusu ve Rönesansın hazırlayıcısı olarak bilinir. Lirik aşk şiirleri ile tanınır. En çok bilinen eseri yapma bir destan olan “İlahi Komedya”dır.
  • Francesco Petrarca (1304-1374) : Lirik şiirin kurucusu olarak kabul edilen İtalyan şairdir. En çok bilinen eseri “Mektuplar”dır.
  • Givanni Bocacio (1313-1375) : Hikâye türünün kurucusu olarak bilinen İtalyan yazardır. Kendi hikayelerini derlediği “Decameron” eseriyle bilinir.
  • François Rabelais (1494-1553) : Fransız edebiyatı roman, fantezi, hiciv, grotesk, hikaye ve müctehcen güldürü yazarıdır. “Garantua” ve “Pantagruel” eserleriyle tanınır.
  • Torquato Tasso (1544-1595) : Birinci Haçlı Seferi’nin sonundaki 1099 Kudüs kuşatmasını tasvir ettiği 1591 şiiri Kurtarılmış Kudüs (Gerusalemme liberata) ile tanınan 16. yüzyıl şairidir.
  • François Bacon (1561-1626) : İngiliz filozof, bilim insanı, avukat, hukukçu, devlet adamı ve yazar olan Bacon, “Denemeler” adlı eseriyle bilinir.
  • Wiliam Shakespeare (1564-1616) : İngiliz ve dünya edebiyatının tiyatro türündeki en büyük yazarı olarak kabul edilir. “Romeo ve Jülyet, Hamlet, Othello, Kral Lear, Machbeth, Yanlışlıklar Komedisi ve Hırçın Kız”, tiyatro türünde verdiği bilinen eserlerdir.
  • Miguel de Cervantes (1547-1616) : İspanyol romancı, şair ve oyun yazarıdır. Bugüne kadar yazılmış en iyi kurgusal karakterlerden biri sayılan “Don Kişot” eseriyle tanınır.
  • Michel de Montaigne (1533-1592) : Fransız Edebiyatının önemli yazarlarından olan Montaigne, serbest düşüncenin öncülerindendir. “Denemeler” eseriyle tanınmıştır.

Kaynak ve ileri okuma;