Hayatta kalmak ve yaşamın devamını sağlamak için insan dahil çok hücreli bir organizmanın, fizyolojik talepleri karşılamak ve çevresel zorlukları aşmak için doku, organ ve organ sistemleri arasında bir uyuma sahip olması gerekir. Endokrin sistem işte bu iç ve dış etkilere yanıt veren sistemi adıdır. Endokrin sistem; iç salgı bezleri, hormon üreten dokular, hormonlar ve reseptörlerden oluşmaktır. Epifiz, hipofiz, tiroid, paratiroid, ve böbrek üstü bezleri endokrin sistem bezleridir. Bunlardan başka vücutta hormon salgılayan çeşitli organ ve dokular da bulunur; hipotalamus, kalp, mide, pankreas, yumurralıklar ve testisler gibi.

 

 

Endokrin bezler, ürettikleri salgıyı doğrudan kana veren ve bu görevinden dolayı iç salgı bezleri olarak da adlandırılan bezlerdir. Bu bezler hormon adı verilen salgılar üretir. Ürettikleri bu salgılar kan ile taşınarak hedef hücreleri uyarır. Hedef hücrelerde hormona özgü reseptörler bulunur böylece hormonlar kan ile tüm vücuda dağıldıkları halde sadece hedef hücrelere etki eder. Hormonlar canlıda kararlı bir iç dengenin(homeostasi) oluşturulmasını ve yaşamsal olayların devamlılığını sağlar.

İnsan vücudundaki endokrin bezler

Vücudumuzda hipofiz, tiroit, paratiroit, böbrek üstü bezler, pankreas ve eşeysel bezler olmak üzere 6 çeşit endokrin bez bulunur.

Hipofiz Bezi

Hipofiz, ara beyinde bulunur. Salgıladığı hormonlar ile endokrin bezlerinin çalışmasını kontrol eder. Ön ve arka olmak üzere iki lobdan oluşur.

  • Büyüme hormonu (STH): Adından da anlaşılacağı üzere büyümeyi sağlayan hormondur. Bu hormonun etkisiyle kas ve kemikler büyür, gelişir. Büyüme döneminde fazla salgılanması durumunda devliğe, az salgılandığında ise cüceliğe neden olur. Yetişkinlikte fazla salgılanması durumunda akromegali adı verilen el, ayak ve kafatası kemiklerinin orantısız büyümesi hastalığına sebep olur.
  • Tiroit uyarıcı hormon (TSH): Tiroit bezinin gelişimini ve çalışmasını denetler.
  • Adrenokortikotropik hormon (ACTH): Böbrek üstü bezlerin kabuk kısmını uyararak hormonların salgılanmasını sağlar.
  • Folikül uyarıcı hormon (FSH): Yumurtalık ve testisleri uyarır, çalışmasını düzenler. Dişide yumurta oluşumunu ve östrojen üretimini, erkeklerde de sperm üretimini sağlar.
  • Lüteinleştirici hormon (LH): Dişilerde yumurtanın serbest kalması sağlar. Serbest kaldıktan sonra yumurtanın içinde geliştiği keseciğin sarı cisim adı verilen yapıya dönüşmesinde görevlidir. Erkekte ise testislerden testosteron hormonunun salgılanmasını sağlar.
  • Luteotropik hormon (LTH) yada prolaktin: Sadece dişilerde bulunur ve hamilelik sırasında süt bezlerinin gelişmesini sağlar. Annelik iç güdüsünün ortaya çıkmasında etkilidir.
  • Melanosit uyarıcı hormon (MSH): Derideki melanosit hücrelerini uyararak deriye rengini veren melanin pigmentinin sentezini sağlar.
  • Antidiüretik hormon (ADH, Vazopressin): Böbreklerden suyun geri emilimini sağlayan ve kandaki su miktarını düzenler. Kandaki su miktarı uygun seviyede olmadığında, madde yoğunluğu arttıp azaldığında beynin ilgili bölümünden hipofizin arka lobunu uyaran maddeler salgılar. Uyarılan hipofizin arka lobundan salgılanan ADH, suyun geri emilimini arttırıp azaltarak su miktarını normale döndürür.
  • ADH eksikliği böbreklerdeki suyun geri emilimini azaltıp aşırı su kaybına neden olduğundan şekersiz şeker hastalığı adı verilen bir hastalık ortaya çıkar.
  • Oksitosin: Rahim kaslarının hareketini kontrol ederek doğumu kolaylaştırır. Ayrıca doğumdan sonra meme bezlerinden süt salgılanmasını düzenler.

Tiroit Bezi

Tiroit gırtlağımızın hemen altında, soluk borusunun sağında ve solunda yer alan iki parçalı bezdir. Tiroksin ve kalsitonin hormonlarının salgılanmasından sorumludur.

  • Tiroksin: Metabolik olayların ayarlanması, büyüme ve gelişmenin düzenlenmesinde etkisi olan hormondur. Sentezlenebilmesi için iyot gerekir. İyot eksikliğinde yeterli tiroksin hormonu üretilemez ve kandaki tiroksin hormonunun azalması beynin ilgili bölümünü uyarır. Bu bölüm de hipofiz bezini uyararak TSH salgısının arttırılmasını sağlar. TSH kan yoluyla tiroit bezine ulaşarak tiroit bezini tiroksin hormonu üretmesi için uyarır. Bu olayların sonucunda normalden fazla uyarılan tiroit bezi büyür ve şişer. Yetişkinlerde ortaya çıkan ve iyot eksikliğinden ortaya çıkan bu durum basit guatr olarak tanımlanır.
    Çucuklarda tiroksin az salgılandığında ise kretinizm adı verilen cücelik ve zekâ geriliği oluşur. Yetişkinlerde az salgılandığında ise miksodema adı verilen; metabolizmanın hızının düşmesi, vücut sıcaklığı düşmesi, şişmanlık, deride kuruluk ve saç dökülmesi gibi hastalık oluşur.
    Fazla salgılandığında ise metabolizma hızlanır, oksijen kullanımı artar, çabuk sinirlenme, kilo kaybı, yüksek vücut sıcaklıüı, aşırı terleme ve göz küresinin ileriye doğru çıkması gibi durumlar meydana gelir.
  • Kalsitonin: Kanda kalsiyum miktarı arttığında, tiroit bezinden salgılanarak kangan kemiklere kalsiyum geçişi sağlanır. Ayrıca böbreklerden kalsiyumun geri emilimini azaltarak kalsiyum fazlasının idrarla atılmasını sağlar. Kalsitonin hormonu bu görevi yerine getirmek için paratiroit bezinden salgılanan parathormonu ile birlikte çalışır.

Paratiroit

Tiroit bezinin arka yüzeyinde bulunan oval çeklinde ve mercimek büyüklüğündeki dört tane bezden oluşan yapıdır. Bu bezlerden parathormon salgılanır.

Parathormon, tiroit bezinden salgılanan kalsitonin ile birlikte çalışır ve kandaki kalsiyum miktarını düzenler. Kalsitonin kandan kemiğe kalsiyum geçişini sağlayıp kandaki kalsiyum miktarını azaltırken, parathormon kemijten kana kalsiyum geçişini gerçekleştirerek kandani kalsiyum miktarının artmasını sağlar. Hormonun kandaki seviyesi azaldığında kandaki kalsiyum miktarı da azalır ve bu durumda kaslarda ağrılı kramplarla ortaya çıkan tetani hastalığı oluşur. Kandaki seviyesi arttığında ise kana kalsiyum geçişi arttığından kandaki kalsiyum miktarı artar ve kemiklerdeki kalsiyum miktarı azalır. Bu yüzden kemiklerin zayıflamasına ve böbrek taşlarının oluşumuna neden olur.

Böbrek üstü bezleri

Anlaşılacağı gibi böbreklerin üzerinde bulunur ancak böbreklerle doğrudan bir ilişkisi yoktur. Dış kısmı kabuk(korteks), iç kısmı ise öz(medulla) adı verilen iki bölümden oluşur.

Kabuk bölgesinde salgılanan hormonlar;

  • Kortizol: Böbrek üstü bezin kabuk bölgesi, hipofizden salgılanan ACTH hormonu tarafından uyarılarak metabolizmanın düzenlenmesinde rol alır. Örnek olarak uzun süreli açlık sonucu kandaki şeker oranı düştüğünde vücuttaki protein ve yağ depolarının parçalanarak glikoza dönüştürülüp kana verilmesini sağlar. Bu şekilde kan şekerini yükseltir.
  • Aldosteron: Böbreklerden sodyum ve klor iyonlarının geri emilimini, potasyum iyonlarının ise idrarla dışarı atılmasını sağlayarak hücre içi ve dışındaki iyon derişimini düzenler. Yeterli miktarda salgılanmazsa adisson hastalığına neden olarak vücut sıvısı ve iyon dengesini bozar. Deri rengi koyulaşarak tunç rengini alır, kaslar zayıflar, kan basıncı azalır ve kandaki asitlik artar. Fazla salgılandığında ise kan basıncı artar.
  • Eşeysel hormonlar: Testosteron, östrojen ve progesteron adı verilen eşeysel hormonlar, eşeysel bezler dışında burada az miktarda üretilir.

Öz Bölgesinden Salgılanan Hormonlar;

  • Adrenalin: Kandaki miktarı heyecan, korku, öfke ve panik gibi durumlarda artar. Stresli durumlarda sinirlerin etkisi ile uyarılan öz bölgesinde salgılanır. Bu hormonun etkisiyle; kalp atışı hızlanır, kan basıncı artar, göz bebekleri büyür, tüyler diken diken olur ve kandaki glikoz oranı artar. Ayrıca beyin ve kaslara giden kan damarlarını genişleterek daha fazla kan geçmesini sağlarken diğer organlara giden kan damarlarını daraltır.
  • Noradrenalin: Kılcal damarları daraltarak kan basıncını, kalp atış hızını ve metabolizma hızını arttır.

Pankreas

Midenin alt arka tarafında yer alan yaprak şeklindeki karma bir bezdir. Karma bez denilmesinin sebebi hem dış hem de iç salgı bezi olarak görev yapmasıdır. Dış salgı bezi olarak sindirim kanalına sindirim enzimlerini salgılarken iç salgı bezi olarak da salgısını doğrudan kana verir. Doğrudan kana verdiği hormonlar İnsülin ve glukagondur. Bu hormonlar kandaki glikoz miktarını düzenler.

  • İnsülin: Kandaki glikoz(şeker) seviyesi yükseldiğinde pankreas tarafından salgılanarak kana verilir. Kandaki glikoz moleküllerinin hücrelere geçişini sağlar ve kandaki glikoz seviyesini düşürür. Karaciğer ve kas hücrelerinde besinlerden alınan glikozun fazlasını glikojene dönüştürerek depolanmasını sağlar. Eksikliğinde hücrelere glikoz geçemez ve kandaki glikoz seviyesi yükselir. Bu duruma bağlı olarak şeker hastalığı oluşur.
  • Glukagon: Kandaki glikoz seviyesinin düzenlenmesinde görevli diğer hormondur. Kandaki glikoz seviyesi düştüğünde pankreastan salgılanarak kana verilir. Kana karışan glukagon karaciğerlerde glikojen yıkımını sağlayarak kana glikoz salınımını uyarır ve böylece kandaki glikoz seviyesi yükselir.

Eşeysel bezler (yumurtalık ve testis)

Dişi ve erkek üreme hücrelerinin oluşturulmasında ve hormon salgılanmasında etkili bezlerdir. Ergenlik dönemiyle birlikte aktifleşerek hipofizden salgılanan FSH ve LH hormonları tarafından uyarılarak faaliyet gösterir. Eşeysel bezler dişilerde ovaryum(yumurtalık), erkeklerde testis(er bezi)dir. Bezlerde üreme döngülerini ve eşeye özgü davranışlarını kontrol eden, ovaryumda östrojen ve progesteron hormonları, testislerden de testosteron hormonu üretilir.

  • Östrojen hormonu: Hipofiz bezinden salgılanan FSH’ın yumurtalığı uyarmasıyla salgılanır ve kana iletilir. Östrojen hormonu adet döngüsünde (menstruasyon), yumurta hücresi oluşumunda ve meme bezlerinin gelişiminde etkilidir. Ayrıca dişiye özgü vücut yapısı, ince ses ve üreme organlarının gelişimi gibi eşeysel özelliklerin oluşmasını sağlar.
  • Progesteron hormonu: Hipofizden salgılanan LH’nin ovaryumu uyarmasıyla salgılanarak kana karışır. Döl yatağını (rahim) her ay döllenme olasılığına karşı kalınlaştırarak gebelikte embriyonun döl yatağına tutunmasını ve gelişmesini sağlar.
  • Testosteron: Hipofizden salgılanan LH’nın testisleri uyarmasıyla salgılanarak kana karışır. Spem oluşması ve eşeysel organların gelişmesinde görevlidir. Ayrıca sakal ve bıyık çıkması, sesin kalınlaşması, kas ve kemiklerin erkeklere özgü biçimde gelişmesi gibi özelliklerin oluşmasını sağlar.

Kaynak ve İleri okuma;

Ayrıca bakın;