Maddelerin yapısında pozitif ve negatif yüklü tanecikler bulunur. Bu taneciklerin sayılarındaki eşitlik bozulduğunda madde elektriksel açıdan yüklü duruma geçer.

Kehribar Taşı

Maddelerin yapısında elektriksel yüklerin varolduğu insanoğlu tarafından çok eski dönemlerden beri bilinmektedir. İnsanoğlu binlerce yıl önce ağaç reçinelerinin fosilleşmesi sonucunda oluşan kehribar taşının yüne sürtüldüğünde bazı hafif tanecikleri kendisine doğru çektiğini gözlemlemiştir.

Benjamin Franklin 1750’de yüne sürtülmesi sonucu elektriklenmiş kehribar taşlarının birbirini ittiğini, aynı şekilde sürtünmeyle elektriklenmiş cam çubukların da birbirini ittiğini gördü. Tabi ki bunu sadece o görmedi ancak duruma anlam yükleyen, yönelen o oldu diyelim.

Yüne sürtülmüş kehribar taşı ile iğek kumaşa sürtülmüş cam çubuğun birbirini çektiğini belirleyen Franklin bu durumun elektriklenmedeki farklı taneciklerin birbiriyle etkileşimiyle olacağını belirtmiştir. Aynı yükler birbirini iterken, zıt yükler birbirini çeker. O hâlde cam ve ebonit çubukların yükleri birbirine zıttır.

Elektrik Yükleri

Bunu ifade edebilmek için cam çubukta oluşan elektriklenmeye pozitif (+) elektrik yükü, kehribar taşı ya da ebonit çubuktaki elektrik yüküne ise negatif (-) elektrik yükü adı verilir.

Sürtünmeyle elektriklenmede cam, ebonit çubuk ve kumaşların kimyasal yapısında bir değişiklik olmaz. Bu da sürtünme ile elektriklenmede atomdan daha küçük taneciklerin maddeler arasında geçiş yaptığı anlamına gelir. Elektriklenme sonucunda birbirini çeken maddelerin kimyasal yapısı değişmez.

Öyleyse elektriklenme ile oluşan çekimlerde maddelerde oluşan küçük bazı taneciklerin kısa süreli bazı değişim ve geçişleri söz konusudur. Bilim insanları, bu düşünceden yola çıkarak atomdan atoma geçebilen daha küçük taneciklerin olduğu sonucuna varmışlardır.

Atom adı verilen tanecikler nötr(yüksüz) taneciklerdir. Yapısında bulunan zıt yüklü tanecikler atoma elektrikli bir yapı kazandırır. Ancak atomda bulunan bu yüklü taneciklerin sayıları birbirine eşittir.

Maddenin elektrikli yapısının anlaşılmasında sürtünmeyle oluşan elektriklenme olayı çok önemlidir. Ancak maddenin elektrikli yapısı sadece fiziksel olaylar ile sınırlı değildir.

19. yy başlarında ise Fizikçi Michael Faraday, elektrikle ilgili çalışmalar yapmıştır. Yaptığı bu çalışmalardan en önemlisi elektriğin maddeler üzerindeki etkisini incelediği elektrokiz deneyleridir.

Faraday elektroliz deneylerinde bir elementin çeşitli bileşiklerinin çözelilerine elektrik akımı uygulamıi ve elektrotlarda elementler elde etmiştir.

Sonuç olarak elektrik yükü parçacıklar hâlinde taşındığından, elektrik parçacıklardan meydana gelmiştir ve bu parçacıklar atomların yapısında bulunur.