Azot ya da diğer adıyla Nitrojen (N), periyodik sistemde 2. periyot 5A grubunda bulunan, 7 atom numarasına sahip, rengi ve kokusu olmayan bir ametal elementtir. Dünya atmosferinde büyük oranda(yaklaşık%80) bulunur ve tüm canlıların yapısına katılır. Aminoasit, amonyak, nitrik asit ve siyanür gibi önemli bileşikler oluşturur. Azot sözcüğü Yunanca “azote(Türkçesi; havayı oluşturan maddelerden biri)” sözcüğünden gelir. (İlk kullanımı: Antoine de Lavoisier, Fr. kimyacı)
Azot, havayı oluşturan maddelerden birinin yanma olayında yer almadığının Rutherford tarafından fark edilmesi ve bu konu üzerinde yapılan çalışmalarda keşfedilmiş onu zehirli hava veya sabit bir hava olarak adlandırmıştır. Yine aynı dönemlerde bir çok bilim adamı bu sabit hava üzerinde çalışmalar yapmış, sonuçta Antoine Lavoisier bu maddeyi; Yunanca αζωτος (azotos) “cansız” anlamına gelen azote olarak adlandırmıştır. Nitrojen adı ise 1790 yılında Fransız kimyager Jean Antoine Chaptal tarafından, Yunanca “sodyum karbonat” anlamına gelen “nitron” ile, Fransızca “üreten” anlamına gelen ve yine Yunanca kökenli gène sözcüklerinin bir araya getirilmesiyle ortaya çıkmıştır.
Azotun Yapısı, Özellikleri ve Kullanımı
- Erime Noktası: (N2) 63,23 K / -209,86°C,
- Kaynama Noktası: (N2) 77,355 K / -195,795 °C,
Dünya atmosferinde gaz halde bulunan oksijen, soluduğumuz hava ile birlikte ciğerlerimize girer, besinleri yakar ve böylece vücudumuzdaki metabolik faaliyetlerin devam etmesi için gereken enerjiyi sağlar. Azot da dünya atmosferinde %80 oranında bulunur ve hava basıncının önemli bir kısmını oluşturur. Oksijenin yoğunluğunu azaltarak soluduğumuz havayı hoş bir hale getirir. Eğer atmosferde azot bulunmasaydı oksijen tek başına zararlı ve rahatsız edici olurdu. Azot, aynı zamanda bitkiler için doğal bir gübredir. Atmosferden toprağa geçen azot, oradan mikroorganizmalar, mikroorganizmalardan da bitkilere geçer ve bu döngü sonucunda bitkiler protein sentezler.
Son derece kararlı bir yapıya sahip olan Azot ancak şimşeğin oluşturduğu ısı ile parçalanarak azotoksitlere dönüşür. Çakan her şimşek 50 kg azot, her saniye dünya atmosferinde çakan şimşekler ise toplam 5.5 ton azotoksitin oluşması demektir. Azot endüstriyel olarak, sıvı havanın kısmi distilasyonu ile ya da gaz halindeki havadan mekanik olarak (basınçlı ters osmoz yöntemi) elde edilir. Hayvan dışkılarının, üre ve ürik asit halinde büyük bir kısmını oluşturur.
Moleküler azot, atmosferde reaktif değildir, ancak doğada, canlı organizmalar (bakteriler) tarafından biyolojik ve endüstriyel anlamda faydalı bileşiklere dönüştürülür. Endüstriyel anlamda azot ve doğal gaz, Haber prosesi ile amonyağa dönüştürülür. Amonyak da ya gübre olarak ya da patlayıcılar gibi başka maddelerin üretiminde (Ostwald prosesi ile nitrik asit üretimi) başlangıç maddesi olarak kullanılır.
Azot tuzları içinde en önemlilerinden biri potasyum nitrat (veya güherçile) olup tarih boyunca barut yapımında kullanılmıştır. Amonyum nitratlar gübre olarak, nitrogliserin ve trinitrotoluen patlayıcı yapımında kullanılırlar. Nitrik asit sıvı yakıtlı füzelerde oksitleyici olarak, hidrazin ve türevleri füze yakıtlarında kullanılır.
Nitratlı gübreler ekili arazilerin sulama sularıyla sürüklenerek akarsulara ve yeraltı sularına karışması büyük kirliliklerine sebep olmaktadır. Siyano (-CN) içeren bileşikler aşırı derecede zehirli tuzlar oluşturur ve tüm memeli canlılar için öldürücüdür.
Ayrıca bakın;
Kaynak ve ileri okuma;